Gökadalar evrendeki yıldız şehirleri gibidirler. Buna rağmen, gökbilimciler şimdilerde hayalet şehirlere benzeyen ve içinde neredeyse hiçbir yıldızın yaşamadığı 12 gökada keşfettiler!
Bu küçük gökadalara ‘karanlık gökadalar’ deniyor, çünkü parlamalarını sağlayacak herhangi bir yıldız ışığına sahip değiller. Gökbilimciler karanlık gökadaların varlığını tahmin ediyorlardı, çünkü gökadaların nasıl büyüdükleri ve evrenin tarihi boyunca nasıl geliştikleri konusunda önemli rol oynadıklarını düşünüyorlar. Fakat, bu yeni keşfe kadar, hiç kimse bunları görememişti.
Karanlık gökadalar evrendeki çok uzak nesnelerdir. Bugün gördüğümüz kendi gökadamız Samanyolu gibi büyük, yıldızlarla dolu gökadaların oluşmasına yardımcı olan ‘temel yapıtaşları’ oldukları düşünülüyor. Bugün bu ‘yapıtaşlarını’ halen görebiliyoruz, hatta bunlar çoktan büyük gökadaların yapımında kullanılmış olsalar bile. Bu evrende ne kadar uzağa bakarsak, o kadar geçmişe baktığımızdan dolayıdır! (Gökbilimcilerin zamanda geriye nasıl baktıkları hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın).
Fakat gökbilimciler karanlık olan bir gökadayı nasıl arayabildiler? (Karanlık odadaki bir muma baktığınızı hayal edin – şimdi üfleyerek söndürün, şimdi onu bulmak zorlaşacaktır). “Basitçe üzerine parlak bir ışık tutun,” diye açıklıyor keşfin arkasındaki gökbilimcilerden biri olan Simon Lilly. Gökbilimciler bu nedenle inanılmaz derecede parlak ve oldukça uzak ‘kuasarlar’ denilen gökadalar civarındaki karanlık gökadaları arıyorlar. “Kuasardan gelen ışık karanlık gökadaların aydınlanmasını sağlıyor,” diyor Simon.
İlginç Gerçek
Bu karanlık gökadalar bugün gördüklerimize göre küçük kalabilir, fakat yine de Güneş’in 1 milyar katı kadar gaz içeriğine sahipler!
Uzay Gazetesi'nin bu sayısında şu Basın Bültenleri kaynak olarak kullanılmıştır: ESO, Royal Astronomical Society.
More information
Uzay Gazetesi'nin bu sayısı ESO Basın Bülteni ve Kraliyet Astronomi Derneği Basın Bülteni'nden uyarlanmıştır.
Share: