Onlarca yıldır, gökbilimciler bir gökadanın ışık miktarını gözleyerek ne kadar yıldız maddesi içerdiğini hesaplayabileceğimizi varsayıyordu. Bu sayede gökada içinde kaç yıldız olduğu bulunabilirdi. Ancak, gökbilimcilerden oluşan bir ekip bu teoriyi test ederek, bunun bir gökadanın parklaklığını hesaplamak için iyi bir yol olmadığını gösterdi.
Gökbilimciler önce yıldızların detaylı bir 3 boyutlu hareket modelini oluşturabilmek için bir kaç tane gökada gözlediler. Daha sonra bu bilgileri, gökadaların içinde gerçekten kaç tane yıldız olduğunu öğrenmek için bir “süper-bilgisayara” yerleştirdiler. Süperbilgisayarı kullanan gökbilimciler bu şekilde birşey keşfettiler, Evrendeki en eski (yaşlı) gökadaların, parlaklıklarına bakılarak tahmin edildiğinden üç kat daha fazla yıldız maddesi içerdikleri bulundu.
Ama neden bu yıldız maddeleri ışıl ışıl parlamıyor? "Gökadalar çok sayıda küçük yıldız içerebilir," diyor gökbilimci Michele Cappellari. Bu tip küçük yıldızlar çok ışık saçmazlar, ama toplu olarak bir sürü yıldız maddesi olarak sayılabilirler. Cappellari ayrıca bazı yıldız maddelerin gezegen oluşturmak için kullanılmış olabileceği gerçeğine de dikkat çekiyor. (Tıpkı bizim Güneş Sistemi’mizdeki gezegenlerin Güneş’i oluşturan gaz ve toz bulutlarından oluşması gibi) Ve bazı malzemeler, artık parlamayan ölü yıldızların içinde gizlenmiş olabilir.
Bu yeni keşif Michele’i heyecanlandırdı. “Gökadaların nasıl geliştiği ve erken evrenin nasıl oluştuğu konusunda daha keşfedilecek ne kadar çok şey olduğunu görmüş olduk” diyor.
İlginç Gerçek
Dünya’nın en güçlü süper bilgisayarı 28 000 Sony PlayStation 3s konsolunun birleştirilmiş halinden daha güçlüdür!
More information
Uzay Gazetesi'nin bu sayısı ASTRON basın bülteninden uyarlanmıştır.
Share: